Bebek’teki Galeri Kambur’dan yeni bir stant açılışı haberi alınca heyecanlandım, üstelik sanatçı Fransız! Lakin Türkiye’de yaşıyor. Stant 19 Mayıs’ta açılıyor. Çabucak yola düştüm. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, olmuş sana Beşiktaş’ın şampiyonluğunu kutlama bayramı! Dolmabahçe’ye akın eden taraftarlar içeri alınmıyor, polis ablukası yolları kesmiş. Kadro deniz yoluyla, ismini Beşiktaş Donanması diye koyduğu takalarla geliyor. Beşiktaş’a otomobilci kadrosu diyenler utansın, bildiğin takalar takımı! Üstelik iki kupa kaldırıyor. Yollar tıkalı, kıyamet kopuyor fakat mütevazı biçimde İBB otobüsünde olduğum için polis bize yol veriyor ve tıngır mıngır Bebek’te buluyorum kendimi! Galeri, kambur değil, uzun, dar bir yer. Hasebiyle yöneticisi İlkay Altınoğlu genelde küçük boyutlu fotoğraflar ve heykeller seçiyor sergilemek için. Sanatkarla da tanışacağımı söylediği için koşa koşa gelmişim lakin şimdi kendisi yok. Fotoğraflar çok enteresan. Genelde portreler, lakin gözler çıkmış gitmiş, öteki vakitlerden öbür yerlere bakıyor. Derken sanatkarımız da geliyor. Son vakitlerde rastladığım bütün Fransızlar üzere “Siz de mi İngilizce konuşmayı tercih ediyorsunuz” diye soruyorum evvel. Özgeçmişinden gördüğüm kadarıyla Paris Beaux-Art’daki eğitiminden sonra Londra’da Wimbledon School of Art’ta okumuş. Daha sonra Paris’e dönerek çalışmaya başlamış. 82 ve 86 yıllarında Galerie Trishop’da iki şahsî stant açmış. Akabinde Frankfurt’a yerleşerek reklam ajansı kurmuş ve 2000 yılına kadar bu kısımda çalışmış. Sonrasında Londra’ya dönen Shahmiri, Middlesex Üniversitesi’nde ders vermiş. 2012 yılında Türkiye’ye gelerek CI’da yapıtlarını sergilemiş. Bir müddettir de Türkiye’de yaşayan Sébastien Shahmiri, kendisi üzere sanatçı ve birebir vakitte akademisyen olan Bengisu Bayrak ile evli. Bengisu Bayrak, Beykoz Üniversitesi Hoş Sanatlar Fakültesi dekanı. Shahmiri 2014 yılında da Maçka Modern’de “Siyah Üzerine” isimli karma stantta son devir çalışmalarından modüller sunmuş. Shahmiri ile Fransızca konuşabiliyoruz fakat bayağı zorlanıyor! Muhakkak ki çok ülkeli, çokkültürlü hayatın tesiri.
HEM GRAFİK HEM FOTOĞRAF
Bu özgeçmiş sanatkarın yapıtlarını da açıkladığı için uzun tuttum. Portreleri fotoğraf ancak grafik yanı da ağır basıyor. Stantta eşi Bengisu Bayrak’ın büyük boyutlu iki portresi yer alıyor ki başka fotoğraflardan büsbütün farklı bir şekilde çalışılmış. Elinde bir lale demeti taşıdığı tablo, tıpkı Çingene Kızı’nda olduğu üzere, gözleriyle izleyicisini takip etmesiyle dikkati çekiyor ve oldukça etkileyici. Bengisu Bayrak, eşinin kendisini sık sık model olarak kullanmasını alçakgönüllü bir edayla “Yanında olduğum için kolay” diye açıklıyor! Halbuki o fotoğraflarda sanatkarın modele duyduğu hayranlık da besbelli olarak ortaya çıkıyor. Küçük boyutlu portrelerde tarih ve grafiğin karışımı, standın teması olan “Kayıp Vaktin İzinde”yi açıklıyor. Tarihi portrelerin içinden çıkan gözler, çok öbür yerlere gidiyor. Anlatması sıkıntı, gidilip görülmesi keyif verecek, yanında bir de Boğaz’da yürüyüş bonusu olan bir aktiflik olarak tavsiye ediliyor! Natürel imkânı olan, kalmışsa satın alabilir de. Stant 7 Haziran’a kadar açık.
Cumhuriyet
