Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Gayret Derneği’nin (UCİM) ihbar sınırını 13 Mayıs perşembe günü arayan 16 yaşındaki bir kız çocuğu anne ve babasından şiddet gördüğünü argüman etti. Şiddet gördüğü için derslerinden de geri kaldığını lisana getiren kız çocuğu “Babam, uzun vakittir alkol kullanıyor. Alkol sonrası da 5 yaşındaki kardeşimi ve beni dövüyor. Annem çalışıyor. O yüzden de meskenin tüm işlerini ben yapıyorum. Annem yaptığım paklığı ve yemeği beğenmediğinde beni dövüyor, aşağılıyor ve küfür ediyor. Bu hayatta en çok sevdiğim tavşanımı öldürmekle tehdit ediyorlar. Tavşanımı çok seviyorum, ölmesini istemiyorum. Tek istediğim huzurlu ve inançta olabileceğim bir yuva” diye konuştu.
İhbar üzerine harekete geçen dernek avukatları Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı yetkilileriyle irtibata geçerek, mağdur çocuğunun yaşadığı meskene gitti. Mağdur kız çocuğu kendisini muhafaza altına almak için gelen görevlilere, “Tavşanımı inançlı bir yere teslim etmeden gelmem” dedi. Bunun üzerine tavşanı da konuttan alınan kız çocuğu Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı bir yurda götürelerek müdafaa altına alındı.
“ÇOCUĞUMUZ DA TAVŞANIMIZ DA SAĞLIKLI VE GÜVENDE”
Çocuğun devlet tarafından muhafaza altına alındığını lakin 5 yaşındaki çocuğun hala o konutta olduğunu söyleyen UCİM Türkiye Rehabilitasyon Sorumlusu Ruhsal Danışman Filiz Budak, muhafaza altına alınma sürecini şöyle anlattı: “İhbarda bulunan bu çocuğumuz bana yönlendirildi. Ön görüşmede çocuğun yaşadığı ruhsal ve fizikî şiddetle ilgili, ne vakitten beri başladığı, sıklığı ve şiddeti hakkında bilgi aldıktan sonra çocuğun sahiden de hem annesi hem de babası tarafından birçok sefer şiddete maruz kaldığını gördük. Çocuğun bu mevzudaki beklentileri sorulduğunda da, yurt bakımına alınmak istediğini ve bu halde daha huzurlu olacağını, dersleriyle ve akademik muvaffakiyetle ilgilenmeye bu sayede başlayabileceğini belirtti. Aslında tek istediği huzurlu bir ortamda çalışmak, başarılı olmak ve biraz da takdir edilmek. Çocukla konuştuğumuzda bakanlıkla irtibatta olduğumuzu ve isterse bu aksam onu meskenden aldırabileceğimizi belirttim. Fakat onun için değerli bir ayrıntı olduğunu, bir tavşana sahip olduğunu söyledi. Tavşanımı konutta bıraktığında ona bakamayacaklarını ve ziyan vermelerinden telaş ettiğini, onun için birkaç gün içerisinde sahiplendirip sonrasında ayrılıp ayrılamayacağını sordu? Şu anda kaldığı yurt ile irtibat halindeyiz, çocuğumuz da tavşanımız da sağlıklı ve inançta.”
Cumhuriyet
