Söylemleri ve Haklarındaki İddialar Sebebiyle Tepki Bombardımanına Tutulmuş Valilerden Seçmeler

İmajların toplumsal medyada yayınlanmasından sonra Vali özür dilediğini ve kelam konusu dükkanın kapatılmasından vazgeçildiğini içeren bir açıklama yaptı.

Mart ayının sonunda kameralar eşliğinde yapılan bu uygulama büyük reaksiyon çekti.

2017 yılında çıkan bu haberle ilgili Cevdet Can’a gazeteciler neden bu isimleri tercih ettiğini sormuş. Can’ın açıklaması şu biçimde: “Çocuklara dini isim diye koyduk. Hususla ilgili sayın bakanıma da (İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu kast ediyor) bilgi verdim. Neden soruyorsunuz, siz işinize bakın…”

2011 yılında Çukurova Üniversitesi’nde tıp bayramı kapmasında konuşan Vali, özlük hakları ve toplumsal garantileri olmadığı için hareket yapan tabiplere şu kelamları söylemişti:

“Doktorlarımızın iş teminatları daimdir. Evvelki yıllarda sivil toplum kuruluşlarımız tam gün yasasını savunuyorlardı, artık ise ‘istemeyiz’ diyorlar. Sakıncaları olabilir. Ancak, hiçbir sistem ne tam iyidir, ne tam berbattır. Hekimlerimiz Türkiye’de çalıştığının karşılığını alabilen meslek kümeleri ortasında en önde gelenidir. Ben 41 yıldır çalışıyorum. Devlet valisiyim. Hiçbir şikayetim de yok. Bir aile tabibi benden 3500 lira fazla alıyor. Benden 10 kat fazla maaş da alabilir. Doğaldır. Zira hayat kurtarıyor. Lakin, ‘maaşımız az’ deyip de ağlamayalım. ‘Ah vah, eziliyoruz, perişanız, şiddete uğruyoruz, iş garantimiz yok’ demeyin. En çok maaşı alan sizlersiniz. Yapmayın Allah aşkına. Çok daha iyi olmalıyız, iyinin sonu yok. Bugün Türkiye’de mezun olduğunda iş derdi olmayan tek meslek kolu doktorluktur.”

2017 yılında gerçekleşen bir sempozyumda konuşan Vali’nin kelamları şöyleydi: “Aslında çok radikal bir tavsiye olacak lakin Bilecik’in ismi da değiştirilebilir. ‘Ertuğrul’ ismi verilebilir. Bunlar tartışılsın, konuşulmaya başlasın diye söylüyorum. ‘Ertuğrul’ ismi verilerek, kentler kuran kent olduğu tekrar hatırlanarak, Bilecik’i ‘Ertuğrul’ ismiyle yine diriltmek, ayağa kaldırmak hatta mimari tartışmaların merkezi yapmak ve Bilecik’in pilot vilayet seçilmesi, isminin değiştirilmesi, ‘Söğüt ruhu’na uygun yine pozisyonlandırılması formunda yıllara yayılacak bir proje kelam konusu olabilir.”

Bu kelamlar 2015 yılında Vali tarafından şu biçimde lisana getirilmişti: “Fuar adeta pavyon ve panayır havasına dönüştürüldü. Fuar yetkilileri kapalı alanda çok önemli cümbüş ve müzik yapılmasına müsaade etmiştir. Bu biçimde tanıtım yapılması engellenmiştir. Fuar yetkilileri gerekli hassasiyeti göstermemiştir. Bizler 4 gün boyunca çok yüksek seste yapılan müzik ve cümbüş hasebiyle gerekli tanıtımımızı yapamadık. Bu halde kapalı alanda konser ve pavyon mantığı ile yapılmış bir tanıtıma bir daha katılmayacağımızı belirtmek istiyorum. Bu emelle burada yaptığımız masrafların tazminatı ile birlikte geri alınması için çalışmalarımızı başlattık. Bu türlü bir fuar ülkemizin dışarıdaki tanıtımı için önemli bir ziyandır. Fuar yetkilileri üzerlerine düşen hassasiyeti ve sorumluluğu yerine getirememektedirler. Bu koşullarda Bitlis Valiliği olarak bundan sonra EMITT fuarına katılmayacağımızı belirtmek istiyorum.”

Konya’da öğretmenler günü kapsamında yapılan bir tertipte konuşan Vali, karşısında bacak bacak üstüne atmış oturan bir kişiyi görünce sonlanıp kürsüden şu kelamları sarf etti:

“Sen öğretmen misin? Öğretmen üzere bir otur da görelim. Bu türlü hoş hislerle geliyoruz, hoş hareketlerle karşılaşmak isteriz. Beni değil arkadaşlarını rencide ediyorsun. Bana nazaran hava güzel. Biz hala ilkokul öğretmenimizin bize destur edindirdiği hareketlerle hayatımızı devam ettiriyoruz. Biz onu hareketleriyle örnek alıyoruz ve o denli öğretmenler görmek istiyoruz. Yalan mı arkadaşlar? Palavraysa söyleyin”

Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Geleceğin eğitiminde yönetici rolleri’ başlıklı panelde okul müdürlerine şu kelamları söylemişti Osman Kaymak:

“Bu söyleyeceğim yanlış anlaşılmasın, eskiden olduğu üzere öğrencinin terbiye hedefiyle hafif okşanması konusunda rahat olun. Bu mevzuda şikayetler edilir. Malum küçük bahislerde çabucak dilekçe yazıyorlar. Veli, ‘öğretmen öğrencimizi dövdü, şikayetçiyim, çocuğumun kulağını çekti’ diyor. Terbiye hedefli şayet öğretmen arkadaş psikopat değilse, o çocuğun geleceği için sınıfında bunu yapmışsa biz o hususta her zaman öğretmenin ve sizin yanındayız.” 

Vali’nin merkeze çekilmeden evvelki kelamları şu haldeydi: “Her türlü önlem alınmasına karşın maalesef sağlıkçılarımız kendilerini koruyamadılar. Tüm arkadaşlarımızı uyardık. Bu bizim faturamızı ağırlaştıran vaka oldu. Olağanda sağlıkçılarımızın bize getirdiği yük olmasaydı bugün tahminen de geri dönüşü konuşuyor olacaktık.”

UŞAK-Afyon Karayolu’nun 35’inci kilometresinde 2 Aralık 2013 günü saat 03.00 sıralarında misyon yapan trafik ekibi, 10 ZL (…) plakalı aracı durdurdu. Aracın muayenesinin ruhsata işlenmediğini belirleyen polisler, aracı trafikten men etti. Bu sırada araç sahibi Danyal Eroğlu, polis memurlarına “Ben AK Parti Sındırgı İlçe Lideriyim, şu an belediye lider aday adaylığım nedeniyle Ankara’dan geliyorum. Afyon Valisi İrfan Balkanlıoğlu’nu ararım, sizinle uğraşırım” diyor ve Vali’yi arıyor. Polis memurunun tabirinde argüman ettiği konuşma şöyle: 

Vali: Ben o arkadaşları Sındırgı’da kaymakamlık yaptığım devirden tanırım aracı bırakalım.
Ö.K: Men sürecini ve cezasını bitirmek üzereyim bundan ötürü aracı bırakamam.
Vali: Aracın vizesi ve sigortası varmış, neden bağlıyorsun?
Ö.K: 3 yıldır trafik evrakını değiştirmemiş, vizesini işletmemiş, bundan ötürü men ettim.
Vali: O kadar çalıntı, hırsızlık, kaçak araçlar var, onları bulmuyorsunuz da bunu mu buldunuz?
Ö.K: Sayın Valim, inşallah denk gelirse onları da yakalayacağız.
Vali: Aferin devam et o.. çocuğu.

Protestocuların içindeki bir kişiyi gösterip “Allah belanı versin diyen o gavatı alın” talimatını veren Coş, daha sonra yanlış anlaşıldığını şu sözlerle tabir etmişti: “Ben gavat sözünü kullanmam. Kavas demiş olabilirim” dedi. Bu kelimeyi de ‘yürüyen, hizmet eden, gezinen adam’ manasında söylediğini ve sık kullandığını belirtti.