Global Öğretmen Mükafatı 2019 (Global Teacher Prizes) sıralamasında dünyanın en iyi 50 öğretmeni ortasına girerek, tek Türk olmayı başaran İzmirli öğretmen Samet Başkonuş, 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle meslektaşlarına koronavirüs sürecinin olumlu kıymetlendirilmesi gerektiği mesajını verdi. “Kovid süreci hem kriz hem fırsattır” diyen Başkonuş, “Bu fırsatı iyi değerlendirip, kendimizi çok daha iyi geliştirmemiz ve bir yandan da dünyayı takip etmemiz gerekiyor. Dünyayla rekabet etmek istiyorsak dünyanın neler yaptığını çok iyi bilmemiz lazım” dedi.
İzmir’in Gaziemir ilçesindeki Anafartalar İlkokulu Müdürü Samet Başkonuş (35), Hint asıllı iş insanı Sunny Varkey’in eğitim alanında projeler geliştirmek hedefiyle kurduğu ve onursal başkanlığını ABD eski Lideri Bill Clinton’ın üstlendiği Londra merkezli Varkey Gems Vakfı (Varkey Gems Foundation) tarafından düzenlenen ‘Küresel Öğretmen Mükafatı Komitesi’nin 2019 yılı için seçtiği ‘En iyi 50 öğretmen’ ortasında yer aldı. Daha evvel ‘Dijital Eğitim Asistanı’ birincilik mükafatı ile Akdeniz Üniversitesi tarafından verilen ‘Ulusal Etraf Hizmet Ödülü’nü kazanan Başkonuş, İzmir’in birinci 5 robotik ekibinden birini kurdu, 4 projesi Ulusal Ajans tarafından ‘Ulusal Kalite Etiketi’ kazandı. Geçen yıl sıralamada dünyanın en iyi 50 öğretmeni ortasına girerek, tek Türk olmayı başaran İzmirli öğretmen Samet Başkonuş, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle meslektaşlarına koronavirüs sürecinin olumlu kıymetlendirilmesi gerektiği iletisini verdi.
“Kovid süreci hem kriz hem fırsattır” diyen Başkonuş, “Bu fırsatı iyi değerlendirip kendimizi çok daha iyi geliştirmemiz ve bir yandan da dünyayı takip etmemiz gerekiyor. Dünyayla rekabet etmek istiyorsak dünyanın neler yaptığını çok iyi bilmemiz lazım. Bizler yurt dışındaki öğretmen arkadaşlarımızla daima bağlantı halindeyiz. Onların pandemi sürecinde neler yaptıkları, eğitimi nasıl geliştirdikleri, bizim neler yaptığımız hakkında görüşmelerimiz oluyor. Yurt dışında bilhassa birçok meslektaşım, Ulusal Eğitim Bakanlığı tarafından televizyon kanalı üzerinden uzaktan eğitim imkanının sağlanması çalışmasına hayran kaldılar. Bunun fırsat eşitliği yaratan zekice düşünülmüş bir çalışma olduğunu söylediler. Bizlerin de onlardan öğrenecekleri oluyor” dedi.
‘YENİ AKTİVİTELER PLANLAMA TELAŞI İÇİNDEYİZ’
Bu yıl pandemi nedeniyle buruk bir öğretmenler günü yaşandığını söz eden Başkonuş, “Ancak bu süreçte öğretmenlerimiz eğitimlerine orta vermeden uzaktan devam ediyorlar. Aslında öğretmenlerimiz okul sürecinden daha fazla yoruluyor zira daha fazla hazırlık gerekiyor. Bir yandan da bu periyot, eğitimciler için bir fırsat oldu. Kendimizi yenileme fırsatını yakalamış olduk. Yıl boyunca öğrencilerimizin üst seviye maharetlerini geliştirmeye yönelik aktiviteler planlama telaşı içerisindeyiz. Okulumuzda bir dron kodlama atölyesi kurduk. Bu atölyede dron kodlama aktiviteleri yapmayı planlıyoruz. Bu süreçte altyapısını oluşturarak gereçleri temin ettik ve öğrenciler için bunun eğitim programını oluşturduk. Okullar açıldığı vakit çocuklarla birlikte bu faaliyetleri yürüteceğiz. Bu aktivitelerimiz onlara küçük bir kıvılcım olacak ve ilerleyen periyotlarda kendi dronlarını üretecekler” diye konuştu.
‘ÜRETKEN JENERASYONLAR YETİŞTİRMEYİ HEDEFLİYORUZ’
Öğrencileri için geliştirdiği projelerden kelam eden Başkonuş, “Pandemi öncesi öğrencilerimize üç boyutlu dizaynlar yaptırıyorduk. Çocuklar üç boyutlu objeler tasarlayıp, bu objeleri yazıcıdan çıkarmayı öğreniyordu. Çocuklar bu aktiviteden hem keyif alıyordu hem de bilişsel ve tasarım marifetleri gelişiyordu. Çocukları üretime teşvik ediyoruz ve üretken kuşaklar yetiştirmeyi hedefliyoruz. Okulumuzda pencerenin kolu kırıldığında çocuklar dizaynını yapıp, bunu üç boyutlu yazıcıdan çıkarabiliyorlar. Yeniden pandemi öncesinde ‘maker’ atölyesinde çocukların el marifetlerinin gelişmesi için ahşap personelliği yaptırıyorduk. Pandemi müddetinde verdiğimiz ortada bu atölyenin daha verimli kullanılması için eğitim programlarımızı hazırlıyoruz” tabirlerini kullandı.
‘ÇOCUKLARIN TEKNOLOJİDEKİ MARİFETİNE AYAK UYDURARAK KENDİMİZİ GELİŞTİRMELİYİZ’
Yeni jenerasyon teknolojilerin eğitime uyarlanması gerektiğini savunan Başkonuş, “Çocuklar 20- 30 yıl öncesinin çocukları değiller ve tam teknolojinin içerisine doğuyorlar. Şayet biz çocuğun ilgisini çeken bir gereci derse entegre edebilirsek, dersler de çocukların ilgisini çekecektir. Eğitimin gereçle desteklenmesi dersi hem monotonluktan kurtarıyor hem de tahsilin kalıcı olmasını sağlıyor. Âlâ bir öğretmen olmak için meslektaşlarıma tavsiyem öncelikle mesleği, çocukları sevmektir. Sonrasında maksat belirlemek gerektiğini düşünüyorum. Ulaşılmak istenen bir amaç olmalı. Öğretmenler o amaca ulaşabilmek için kendilerini daima yenilemeli ve böylece motive olmalıdır. Teknolojiyi çok iyi kullanmak ve kendini yenilemek çok değerli. Çocukların teknolojideki marifetine ayak uydurarak bizim de kendimizi geliştirmemiz lazım” dedi.
Haberin Tamamı İçin:
Onedio
