Tamam da o deniz kumları nasıl çıkmış o vakit?
Bir kuşağın magazin zehirlenmesine sebep olan Televole kültürünü bilen bilir. Futbol temalı başlayan program, göbekten suşi yiyen türkücülerin, çiğ köfteci açılışında sunucuların anlamsız bilmeceleriyle karşılaşan modellerin hayatımızın orta yerine girmesiyle biçim değiştirmişti.
Lakin yapacak bi şey yoktu zira halk bu formatı sevmişti. Yıllarca TRT’nin önemli programlarına maruz kalmış, yeniliğe aç, öteki hayatlara meraklı “öteki” hayatlar, hayat gailelerini bu biçimde unutuyorlardı.
Açıkçası bu durum, her sabah yeni bir star çıkartan müzik kesiminin de işine gelmişti. Yani program hem magazin figürleri için bir pazarlama, hem de halk için hoş bir cümbüş aracı olmuştu. Herkes iki tarafta da karşılıklı bir memnuniyet vardı anlayacağınız…
İşte tam da bu kültürün yükselişte olduğu vakitlerde yeni bir pop star kazanmıştı Türkiye. “Aramazsan Arama” müziğiyle hayatımıza giren Gökhan İtina, hem dinleyicinin güzeline gidecek hem de alt yapısı sağlam müziklerle bir anda patlayıverdi.
2003 yılına geldiğimizde ise Gökhan İhtimam üçüncü albümünü piyasaya sürmüştü. Aslında her şey olması gerektiği üzere devam ediyordu. Bir klip, tahminen bir tanıtım, radyoda çalacak albüm hitleri… Yol haritası belirliydi yani. Ancak…
Albümünün şimdi yeni çıktığı aylarda Kıbrıs’ta tatil yapan Gökhan Özen’le ilgili apansızın ana haberlerde alt yazı geçmeye başlamıştı. Haberlere nazaran Gökhan İtina ve arkadaşı Serkan Kula, Kıbrıs’ta jet ski ile açıldıktan sonra kendilerinden haber alınamamıştı.
Bu haberden sonra KKTC Kıyı Güvenlik grupları seferber olmuş, hatta helikopterler sanatçıyı aramak için havalanmıştı. Nihayet haber geldiğinde ise olayın üstünden yaklaşık 15-16 saat geçmişti: Gökhan İhtimam ve arkadaşı Serkan Kula, denizden tam 13.5 açıktaki milletlerarası sularda bulunmuştu.
Olayın çabucak akabinde Özen’in menajeri Selçuk Turna’nın organize ettiği bir basın toplantısı düzenlendi. Gökhan İhtimam gece boyunca boğuştukları dev dalgalardan ve etrafını saran köpek balıklarından bahsediyor, tüm bu zorluklara karşın umudunu asla kaybetmediğinden dem vuruyordu. Gökhan İhtimam, jet ski’nin yakıt göstergesi yerine yağ göstergesine baktığı için aracın akaryakıtın bittiğini fark etmediğini söylüyordu.
Fakat gazeteciler, jet ski bulunduktan sonra içinden bir kovadan fazla deniz kumu çıktığını gördüklerini, bunun da açık sularda değil sığ bir yerde olduklarınının göstergesi olduğunu ima ederek Gökhan Özen’e bu çelişkiyi sordular. Özen’in yanıtı şöyle oldu:
”Keşke onu görüntüleseydiniz, o denli bir kum yoktu. Sav eden varsa onu bir formda kanıtlamak durumunda. O denli bir kum yoktu. Keşke kum bulabileceğimiz bir yer olsaydı. Ne ima edildi bilmiyorum lakin keşke ayağımı basabileceğim bir yer olsaydı. Şayet öbür bir şey ima eden varsa da ona tıpkı olayın başına gelmesini diliyorum, diğer hiçbir şey dilemiyorum”
Tüm bunların reklam olduğunu söyleyenlere ise Gökhan İtina “Öyle düşünen varsa haddini aşar” demişti. Magazin gazetecilerinin tezine nazaran ise olay aslında gerçekti lakin abartılmasını sağlayan kişi periyodun DMC Müzik Genel Koordinatörü Ercan Saatçi’ydi. Ki kendisi haberin basına yansımasından sonra “iki tane helikopter kiraladık” açıklamasını yapan tek yetkiliydi.
Olayın gerçekliği hâlâ birçok kişinin başında soru işaretiyken, Gökhan İtina yıllar sonra Beyaz Show’da o anları anlatan bir sinema projesi içerisinde olduğunu da söylemişti.
“Bu olay 10 yıldır fenomen olmuş durumda. Aslında önemli bir olay; 14-15 saat boyunca denizin ortasında ölüm-kalım savaşı verdik. Lakin insanları da anlıyorum, zira olayın özünde önemli bir geyik potansiyeli var. Ben beşerler orada olup bitenleri kendi gözleriyle görsünler diye jet-ski olayını sinemaya taşımaya karar verdim. Mizahi bir anlatım olacak, zira insanları iki saat boyunca o dramanın içine sokmak istemiyorum. Oyuncular daha belirli değil. İki başrollü bir iş olduğu için bana bir partner arıyoruz. Çekimlere yazın başlayacağız. Bu, yaklaşık 6-7 aylık bir proje.”
Gökhan Özen’in “ölüm kalım” olarak tanımladığı bu olayı güldürü sineması olarak çekmek istemesi ise hayli düşündürücüydü. Hakikaten sinema hiçbir vakit çekilmediği üzere, olayın kendisinin düzmece olup olmadığı da hiçbir vakit anlaşılmadı.
O gün bugündür ne vakit jet ski konusu açılsa aklımıza ya Gökhan İtina gelir ya da Levent Kırca’nın o çok meşhur skeci. Allah kimseye bu türlü imtihanlar vermesin…
Onedio
