90’lı yılların sonuna yanlışsız magazin işi aldı başını yürüdü. Bunların başında da bu program geliyordu.
1. İbrahim Tatlıses’in muhabirleri toplayarak yaptığı bitmek bilmeyen mangal partileri
Bilhassa dürüm yapıp muhabire yedirdiği anları unutmak mümkün değil. Bir köşede yoğrulan çiğ köfte de bu partinin olmazsa olmazlarından biriydi. Biraz daha zihninizi zorlarsanız yanınızda Aydemir Akbaş belirebilir.
2. Alpay Özalan, Akın Sel ve Hakan Şükür üçgeninde yaşanan ömür kısaltıcı makûs espriler
“Biz nelere katlandık, ne zorluklarla çaba ettik” diye düşünüp kendinizi tebrik edebilirsiniz arkadaşlar. Hayatınızda bunlardan daha berbat esprileri bir daha duyamazsınız. Mesela iki adedini hatırlatayım:
-Evet sayın seyirciler… Alpay napıyosun?
-Say dedin ya, sayıyorum abi!
yahut
-Elektrik olmasa napardık?
-Bilmem
-Televizyonu karanlıkta seyretmek zorunda kalırdık
(Sözün bittiği yerdeyiz…)
3. Büyük bir muamma ile takip edilen Alpay ve Cansel aşkı
Televole zoruyla evlenen çiftimiz, adeta konutlarımızda yaşayan birer konuk üzereydi. Bu aşk dedikoduları birinci çıkmaya başladığı vakit Cansel Özzengin “Alpay da kim? Tanımam etmem, başını havuza çarptı galiba” deyivermişti. Çift hala evli.
4. Motorcu eşiyle aşkı bulan ve usul değiştirerek sportif bir manzaraya kavuşan Seda Sayan
O devir fırtına üzere esen aşk hayatıyla gündemimizde yer alan Seda Ablamız, progresif bir tercih yaparak motorcu bir birey olan Soner Yapçacık ile izdivaç kurmuştu. Bu esnada Televole kameraları, Seda Sayan’ı daima olarak eşiyle birlikte motora binerken görüntülüyordu.
5. “Bana pezevenk diyo” isyanıyla hafızalara kazınan Kompela
Ülkemizde top koşturan en sempatik yabancılardan biri olan Kompela, rakip grubun oyuncusu tarafından kendisine “pezevenk” denildiğini sav etmişti. Doğrusu hiç de palavra söyler üzere bir hali yoktu zira o Kompela!
Not: Hangi maç olduğunu hatırlayan bize bildirsin arkadaşlar :)
6. Dünyanın en iğrenç esprisi olan “Tarabya’da bizim uşaklar, Etiler’de yumuşaklar”ın sahibi, komik olamayan adam İsmail Türüt
İsmail Türüt’ün Karadenizli olması hasebiyle hepimizde 100 puan olarak başlayan kredisi, ilerleyen vakitlerde söylediği her söz ile biraz daha düştü. O devir güya çok komikmiş üzere her programda gözümüze sokulan bu espri hiç komik değildi; tıpkı İsmail Türüt üzere…
7. Kıbrıs’ta jet ski ile gezerken bir anda kendini fazla kaptırıp kaybolan Gökhan İtina
Bu olayın doğruluğu hala tartışılıyor. Açıkçası bi insanın jet ski ile kaybolması için Atlantik Okyanusu’nda su sporu yapması lazım. Ancak alışılmış yaşamayan bilemez, tahminen de köpek balığı gördü de korktu çocuk, nerden bilebiliriz ki?
8. Kendi klanlarını oluşturan İtibar Ailesi ve onların birbirine benzeyen bireyleri
Türkiye’deki muhakkak başlı ünlü aileleri saymamız gerekirse Koç Ailesi, Sabancı Ailesi ve İtibar Ailesi diyebiliriz. Daima birlikte tatile giden, iftar yemeği düzenleyen, kurbana ortak giren bu aile neredeyse karşı komşumuz üzere olmuştu. Sonra Sovyetler Birliği üzere dağıldılar bunlar.
9. Unutmak istediğimiz selamlaşma biçimi ve Maradona’nın hayatımıza attığı büyük gol: MARABA TELEVOLE
Adamı en müsait yerde yakalayıp bunu söylettirdiler ya, hala inanası gelmiyor insanın. Yetmezmiş üzere her jenerik başında bu görüntüyü koydular; o da yetmezmiş üzere Maradona taklidi yapan bir sürü insan çıktı. Ya sen Maradonasın, gidip dejenere hayatını yaşasana?
10. Israrla gözümüze gözümüze sokulan Serdar Ortaç ve Ebru Gündeş kankitoluğu
i.internethaber.com
Bu ikilinin harika anlaştığı bizi neden bu kadar ilgilendirdi, anlamak mümkün değil. Dünya üzerinde bunlardan daha iyi anlaşan rastgele iki insan televizyona çıksaydı herhalde daha çok severdik. Sonra noldu da bozuştular hatırlamıyorum. İki çekik bir ortaya gelmemeliydi…
11. Acun’un tıfıl vakitlerinde yaptığı bilmeceli röportajlar
Kim kaygısı ki o vaktin minnoş muhabiri, şimdinin dev bir medya işvereni olacak. Vallahi gördüğünüz üzere adam kocaman bir iş adamı oldu. O İngilizceyle, o espri yeteneği ile şu an geldiği yere bakarsanız bunun ismi resmen muvaffakiyet.
12. İbrahim Erkal’ın ayarsız eli ve rolden çıkıp sahiden hastanelik olan Emine Ün
Bu sahne “Canısı” isimli dizinin bir kısmı için çekildi. Ve o sahne çekilirken bütün Televole kameraları da oradaydı. Yani artık bayramlık ağzımı açmayayım diyorum ancak bunun ismi resmen ayılık. Haydi diyelim o denli bi sahne var, çektiniz; ki bence gereği yoktu. Neden kıza tokat atma anını tekraren verirsiniz ki? Çok büyük beceri güya tokat atmak!
13. Halkımızın, insan ırkının en eski atalarına dönmesini sağlayan sokak defileleri
Nasıl bir reklam yapma derdiyse artık o devir bu sokak defileleri oldukça bir çoğalmıştı. Sağ olsun Televole kameraları, bu sokak defilelerini hiç kaçırmazdı. En ilginci ise birinci kez bayan görüyormuş üzere ne yapacağını şaşıran birtakım halkımız bireylerinin hal ve hareketleriydi.
14. Meskende kendi imkanlarınızla da yapabileceğiniz Gülben Ergen ve Hülya Avşar hengameleri
Gündemimizin orta yerinde bulunan bedelli sanatkarlarımız, birbirleriyle atışmayı pek severlerdi. Dünya üzerinde bulunan sonlar değişti, iklimler değişti lakin Gülben ve Hülya arbedesi daima sabit kaldı. Bu plastik tartışmalara elbette Televole sayesinde dahil olduk.
Gülben Ergen şu an bir kitap müellifi. Hülya Avşar da bildiğiniz üzere özel bir dalda Safiye Sultan.
15. Lahmacuncu, kebapçı, ayakkabıcı açılışlarında her vakit KOBİ’nin yanında yer alan modeller
Nerede bir yeni açılan lahmacuncu, orada bir Petek Dinçöz. Nerede bir ayakkabı mağazası açılışı, orada bir Ebru Şallı. Günler günleri bu türlü kovaladı işte… Pahalı modellerimiz o vakitler KOBİ’lerin makus gün dostu, bir numaralı yardımcılarıydı.
Onedio
