DSÖ Avrupa Direktörü’nden Türkiye’ye Övgü: ‘Vaka Yükü ve Ölüm Rakamları Yüzde 75 Azaldı’

Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, Dünya Sıhhat Örgütü (DSÖ) Avrupa Direktörü Hans Kluge ile görüşmesi sonrası ortak açıklama yaptı.

Bakan Koca'nın açıklamaları şöyle:

“Yeni devirde birinci ziyaretinin Türkiye'ye olacağının lafını vermişti. Kelamını gerçekleştirmesinden ötürü teşekkür ediyorum. Global sıhhatin en kıymetli kurumunu en üst seviyede temsil eden yetkilisini misafir etmek memleketimize itimadın göstergesidir.

Sayın Nahiye Yöneticisi ile Kovid-19 ile savaş başta olmak üzere, yerimizi ve tüm dünyayı ilgilendiren birçok sıhhat konusunu ele alma fırsatı yakaladık.

Pandemi sürecinin her aşamasında kendisiyle haber ve tecrübe paylaşımında bulunuyorduk. Türkiye'nin siyasetleri Bilim Konseyimiz tavsiyeleri ve DSÖ rehberleri çerçevesinde şekillenmiştir.

Tekrar yakın işbirliğimizi devam ettirme kararlılığı içerisindeyiz. Kovid-19 sürecindeki her haberin insanlığın ortak bedeli olarak belgelendirilmesi inancını taşımaktayız.

DSÖ ile ilişkişlerin geliştirilmesi konusunda sayın ortam yöneticisiyle ile tam bir mutabakat içerisindeyiz. Türkiye'nin sıhhat sahasında, sayın cumhurbaşkanımız liderliğinde elde ettiği muvaffakiyetler ve birçok ortak çalışmayı önümüzeki devirde pratiğe koyma kararlılığı içerisindeyiz.”

“Bu anlayışın kişisi ve sıhhat acil durumlarına hazırlık DSÖ ofisini süratle İstanbul'da hayata geçiriyoruz.

Ofisin kurulmasına ait kesin mutabakat biraz sonra imzalanacak olup, ofisin en kısa vadede faaliyete başlamasını planlıyoruz.

Tüm dünyanın kovid ile uğraş etmeye çalıştığı bu periyotta, acil durumları tedbire, hazırlık, risk idaresi ve kapasite geliştirme sahalarında faaliyet gösterecek olan bu ofisin İstanbul'da açılması, devletimizi milletlerarası bir merkez haline getirecektir.”

Dünya Sıhhat Örgütü (DSÖ) Avrupa Yer Yöneticisi Hans Kluge ise şunları söyledi:

“Sayın bakanım Fahrettin Koca ve Bilim Heyetimizin bedelli üyeleri iyi akşamlar diliyorum. Öncelikle laflarıma, sizlere kalbi ve içten teşekkürlerimi sunarak başlamak isterim. Bakanımız Koca'ya dosthane misafirperverliği, çalışmalarımız esnasında yükselttikleri işbirliği için içten takdirlerimi sunmak isterim.

Bu basın içtiması vesilesiyle ben Türkiye ve tüm Avrupa'da verilen savaşta ön cephelerde çalışan tüm sıhhat işçisine, mahsusen üstlendikleri fedakar çalışmaları için teşekkür edebilme fırsatını elde ettim, bunun için çok memnunum. Çünkü sıhhat işçimiz son radde fedakar çalışmalarını sürdürmektedir.

Kovid-19 nedeniyle seyahat kısıtlamasının kaldırılmasının başlamasıyla ben birinci seyahatimi Türkiye'ye gerçekleştirdim. Her bir aile bazında, her bir memleket bazında tek tek bizler ismine 'Post Kovid' dediğimiz periyoda başlıyoruz.”

“Bugün sizlerle paylaşacağım üç mesajım olacak. Öncelikle Türk halkına pandemiye karşı verdikleri karşılık, bu radde bir dayanışma sergiledikleri için, kişisi durumlara karşı böylesi bir duruş sergiledikleri için içten hürmetlerimi sunmak isterim.

Bir atasözü der ki “İçimizdeki en iyiyi de en kötüyü de lakin ve fakat ortaya çıkaracak olan krizlerdir, çetin zamanlardır” Türk halkı, dünyanın en istenilmeyen pandemisine karşı duruşunu en iyi halde sergilemiştir. Sizler Kovid-19 testlerine, tedavilerine tüm mültecileri de dahil etmek suretiyle kişisi yanınızı da sergilemiş oldunuz. Bununla da kalmayıp 130'dan fazla devlete de ferdî gözetici ekipman ve tıbbi gereç desteğinde bulundunuz.

Bizler bu akşam sayın Sıhhat Bakanımız Fahrettin Koca ile bir ittifak imzalayacağız. İstanbul'da açılacak olan DSÖ'nün kişisi ve sıhhat acil durumlarına karşı teyakkuzda olma ofisidir. Bu ofisin gayesi bütün Avrupa umumunda ve bu coğrafyada karşılaşılabilecek olan kişisi acil durumlara karşı karşılığı gerçek formda vermektir.

Pandemi şimdi sona ermemiştir. Pandemi ile ilgili çalışmalarda bizler hazırlıklı olmak zorundayız. Çalışmalarımızı bu cephede, en üst seviyede ilerletmek zorundayız.

“Türkiye, Kovid-19 ile uğraşta çok değerli bir virajı almaktadır. Türkiye'nin bu muvaffakiyetinin gerisinde kıymetli adımlar mevcuttur. Türkiye'deki vaka yükü ve vefat rakamları yüzde 75 nispetinde azalmıştır. Bu muvaffakiyetinin gerisindeki nedenlere gelirsek, sıhhat sistemlerinin ıslahatları, hazırlılık durumundaki gelişmeler, lokal olarak üretilen tanı testlerinin geliştirilmesi, temasın takip edilmesi yeniden birebir biçimde tedavi ile ilgili çalışmaların kuvvetlendirilmesi, havayolu seyahatleriyle ilgili yapılan düzenlemeler ve topluluğun dahil edilmesi ve risk muhaberesi konusunda atılan adımlardır.”

“Buradaki virüs şimdi ortadan külliyen kalkmış değildir. Hasebiyle DSÖ üye devletlerle yakın çalışmasını sürdürürken ki bu devletlere Türkiye de dahildir. Ve şu ana kadar tesirli olduğunu gördüğümüz, tesirli sonuç aldığımız basamakları ve süreçleri sürdürmeliyiz. Şu anda başarılı olarak kanıtlanmış adımlar varsa; fiziki aralığın korunması, el hijyeni, öksürmeyle ilgili birtakım alışkanlıklar, maskelerin her daim kullanılması ve makul olan noktalarda muteber kaynaklardan haberlerin alınmasıdır.

“Her aşamada tetikte kalmalıyız”

Haziran ayı ortalarında kimi önlemlerde kimi önlemlerde hafifletme kelam hususudur. Türkiye öteki memleketlerde olduğu üzere, benzeri biçimde vaka sayılarında velev hastanelere yatış sayısında bir ani artış görmüştür. Artık yeniden düşüşler gözlemliyoruz.Ancak burada önerilmiş olan önlemlere harfiyen uyulması, takiplerin hiçbir biçimde bırakılmadan her daim devam ettirilmesi, hepimizin her aşamada tetikte kalmamız ve ilgili olan test, tedavi, kapasitelerimizi güçlü tutmaktır. Lakin ve ama bizler bu adımlar sayesinde ilerleme kaydedebilme noktasında olabiliriz. Bu bizim sürdüreceğimiz tek istikamettir.

DSÖ, Türkiye'nin, sizlerin daimi dostu ve sağlam bir ortağıdır. Böylesi bir sıhhat acil durumu önünde ve geleceğe ilişkin sıhhat inşasında Türkiye ve Avrupa'da yaşayanların iyi hallerinin sağlanması için bizler daimi dostunuz olarak yanınızdayız.”

SORU: Sayın Kluge, salgının başından bu yana hem DSÖ'nün hem Avrupa Direktörü'nün Türkiye'yi yakından takip ettiğinizi biliyoruz. Türkiye'nin tedbirlerini ve sıhhat sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz?

KLUGE : “Süreci çok yakinen takip ettik. Ben ve meslektaşlarım ayda bir içtima gerçekleştirdik sayın Koca ile. Burada görmüş olduğunuz raporun hazırlanmasının son aşamasındayız. Dayanıklı ve güçlü sıhhat sistemlerinin nasıl olacağı… Çok kıymetli üç temel nokta var. Birincisi siyasi liderlik; Türkiye'de çok güçlü siyasi liderlik sergilendi. İkincisi, sahih siyasetlerin sağlanması. Ve üçüncüsü kararların süratli alınması. Avrupa devletleriyle farklılıklar olduğunu gözlemledik.

Türkiye'de mevt ve vaka nispetleri Nisan ayından bugüne kadar yüzde 70'in üzerinde bir düşüş kaydetti. Ve AB'nin inançlı seyahat edilebilecek devletler kriterlerine bunun girdiğini düşünüyoruz.

Türkiye'de test sayılarını iki katın üzerinde artırdı. Nisan'da bu sayı 20 binken, günümüzde 50 binin üzerine çıktı.

Üçüncü değerli nokta, yaşlıların korunması. Kimi Avrupa devletlerinde felaketler yaşandı. Türkiye bu hususta çok değerli tedbirler sayesinde, çok büyük bir muvaffakiyete imza attı. Sokağa çıkma kısıtlamaları kaldırıldığında doğal seyri içinde bir pik yaşandığına şahit oluyoruz. Fakat Haziran ayında Türkiye süratli biçimde durumu denetim altına alabildi. Ve buradan almamız gereken en kıymetli bildiri şu; her şey bitmiş değil. Çok dikkatli davranmalıyız. Her vakit önlemi elden bırakmamalıyız.

Sokağa çıkma kısıtlamaları kaldırıldığında doğal seyri içinde bir pik yaşandığına şahit oluyoruz. Fakat Haziran ayında Türkiye süratli formda durumu denetim altına alabildi.

Ve buradan almamız gereken en değerli ileti şu; her şey bitmiş değil. Çok dikkatli davranmalıyız. Her devir önlemi elden bırakmamalıyız.”

SORU: Sorum Bakan Koca'ya olacak. DSÖ ile işbirliği ve diyaloğu ehil görüyor musunuz? DSÖ ile salgın idaresinde ayrıştığınız bahisler var mı?

BAKAN KOCA: “Pandemi sürecinde her ay rutin telekonferansla haber alışverişi içinde bulunmuş olduk. Tabi ki DSÖ ile anlayış birliği ve amaçlar açısından görüş farklılıklarımızın olmaması beklenemez. Pandemi sürecinde münhasıran süratli gelişen bir süreç. Bu süreçte pratiklerin farklı olması dünyada doğal. Bu pratiklerin farklılıkların kıymetli olan bilim süzgecinden geçiyor olmasıdır.

Burada asıl amaç insan sıhhati ve temelde Kovid ile savaş ve Kovid pandemisini ana amaç olarak yenmek olacaktır. DSÖ'nün yeni devirde bilhassa acil durumlarda daha proaktif bir yapıya dönmesini bekliyoruz. Ve DSÖ'nün bu yeni periyotta doğrularıyla yanlışlarıyla başarılarıyla başarısızlıklarıyla tekrar değerlendirildiği global bir istişare periyoduna geçmek gerektiğini düşünüyoruz.

Türkiye dünyada hususide Avrupa'da sıhhat statüsünün geliştirilmesi sürecinin sağında yahut solunda değil yeni devirde tam merkezinde mahal alacaktır”.

SORU: Benim sorum Kluge'ye. Birtakım Avrupa memleketleri Türkiye'ye seyahat kısıtlamasını kaldırmış değil. Bu mevzuda fikriniz nedir? Kaldırılması için teşebbüsünüz olacak mı?

KLUGE: “DSÖ devletlere hudut geçişlerinin inançlı halde nasıl gerçekleştirileceği konusunda kılavuzlar yayınlamaktadır. Sonların kapatılmasıyla ilgili her karar her memleketin idaresine aittir. Fakat bu sabah AB'nin devir başkanlığını yürüten yetkililerle bir görüşme yaptım. Türkiye'deki durumun iyiye gittiğini, Türkiye'deki mevcut koşulların hudutları açmaya ehil olduğunu bildirdim. Kendileri de duruma şahsen şahit olmamdan ötürü memnuniyetlerini tabir ettiler.

Lakin kıymetli olan nokta katı halk sıhhati tedbirlerinin devam etmesini sağlamak. Zira biliyoruz ki virüs hiçbir yana gitmedi. Virüs hala aramızda.”

SORU: Sayın Yönetici salgının bundan sonraki seyrini nasıl öngörüyorsunuz? İlaç ve aşı çalışmaları umut verici seviyede mi? Salgının biteceğine yönelik göstergeler mevcut mu?

KLUGE: “Şu anda 120 civarında aşı adayımız var. Ve 12'den fazla klinik çalışma devam ediyor bu bahiste. Çok net karşılık verebileceğim bir soru değil. Değerli bir nokta var. Aşıyı sihirli bir değnekmiş üzere görüyorum. Kıymetli olan aşı geliştirildikten sonra bunun adil halde dağıtılması olacaktır. Şahsî ekipmanlar konusunda birtakım memleketlerin çok daha kendine alma ve dayanışmadan uzak bir tavır sergilediğine şahit olduk. Sorunun çözülmesi için aşının ve vesair tahlillerin adil formda uygulanması gerekiyor.

Lakin tedavi konusunda iyi haberler verebilirim. Düşük dozda deksametazonun üçte bir orantısında düşürdüğünü gördük. Türkiye'nin de kendi çalışmaları var. Yeni teknolojiler üzerinde çalışmaları var. Pandeminin bittiğini düşünmüyorum, uzun bir müddet alabilir. Ne devir biteceğini gerçekçi olması gerekirse bilmiyoruz.

Bir endemik duruma dönüşebilir. Çünkü koronavirüs ailesindeki vesair virüsler de bu türlü bir pozisyondalar şu anda. Lakin burada değerli olan nokta işe yaradığını bildiğimiz tedbirleri tatbike devam ederiz.

Bizlerin tedbirleri almaya devam etmemiz gerekiyor. Maskelerimizi takmak, ellerimizi yıkamak, hasta olduğumuzda meskenden dışarı çıkmamak, nihayetinde birbirimize ara içerisinde durmak gerekiyor.”