Aksine göçün her geçen gün arttığı İstanbul, 20 yıl ortadan sonra birinci defa bu yıl nüfus kaybederken, gidenler en çok da hayat pahalılığından ve kalabalıktan yakındı.
Koronavirüs salgını sonrası eski cazibesini yitiren İstanbul’un artık nüfusu da azalmaya başladı.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), bilgilerine nazaran İstanbul’un nüfusu, 2020 yılında 56 bin 815 kişi azalarak 15 milyon 462 bin 452 bireye düştü.
Ayrıntılar için
Bu tabloda, geçim ezası nedeniyle köyüne dönmek zorunda olanlar değerli rol oynadı.
Onların bilakis göçüne ise Milliyet tanıklık etti. Gülden Çoktan’ın haberine nazaran; her ikisi de pazarcılık yaparken işleri bozulan Konya Beyşehirli Bayram ailesi ile Tokat Erbaalı Yıldırım ailesi, İBB nakliye dayanağıyla köylerinin yolunu tuttu.
“Salgın olmasaydı yönetim edebilirdik fakat artık taşınmaya mecburuz”
32 yıl evvel Konya Beyşehir’den İstanbul’a taşınan Ahmet Bayram, pazarcılık yaparak hayatını devam ettirdiğini lakin salgınla birlikte iş yapamaz hale geldiğini söyledi.
Doğduğu topraklarda tarımla uğraşarak hayatını devam ettireceğini anlatan Bayram, “Pazarlarda çalışıyordum. Yaştan ötürü da çalışamaz hale geldim. 53 yaşındayım. Kimse iş vermiyor. Köyümüze dönüp zerzevat ve meyve üreteceğim. Geçim kuralları zorlaşıyor. Nizamlı bir gelirim yok. Burada her ay kira ödüyordum. Salgın olmasaydı yönetim edebilirdik ancak artık taşınmaya mecburuz” dedi.
Ercan ve Ayşe Yıldırım çifti de memleketlerine dönecek olanlardan. Pandemiyle birlikte elindeki birikmiş parasının bitmesiyle borçlanmaya başladığını söyleyen Ercan Yıldırım, memleketleri Tokat Erbaa’ya taşınarak tarım ve hayvancılıkla uğraşacaklarını söyledi.
İstanbul’da hayatlarını devam ettirmekte zorlandıklarını söyleyen Yıldırım, “Eşimle birlikte pazarcılık yapıyorduk. Bıraktık. Toprakla uğraşmak istiyoruz. Buradaki hayat bizi sıkmaya başladı. Biz iki yıldır taşınmayı düşünüyorduk. Tarım Bakanlığı’ndan bize sera takviyesi çıktı. Bu ay içinde takviye fiyatımız bize teslim edilecek. Biz de memleketimizde çiftçilik ile uğraşacağız. Pazarcılıktan gelirimiz fikir hibe dayanağının çıkması bize can suyu üzere geldi. Çocuklarımıza taşınacağımızı söylediğimde benim bu kararımı destekleyerek yakında kendilerinin de memlekete taşınmak istediklerini söylediler” diye konuştu.
İstanbul’un kalabalığından çok bıktığını belirten Ayşe Yıldırım ise yalnızca geride kalan 2 yaşındaki torunundan ayrılacağı için hüzünlü olduğunu söyledi. Yıldırım, “Memleketimde toprakla uğraşmak istiyorum. Buranın kalabalığından ve gürültüsünden bıktım. Nasip bu zamanaymış” dedi.
“Eşim iş bulamayınca gitmek istediğini söyledi”
23 yıldır oturduğu apartmandan ayrılmanın hüznünü yaşayan Fatma Bayram, hasretlik güç fakat yapacak diğer bir seçeneklerinin olmadığını söyledi. Bayram, “Eşim iş bulamayınca gitmek istediğini söyledi. Ben de durumu gördüğüm için gidelim dedim. Taşınmak benim için güç olacak. Burada torunlarım kalıyor. Hasretlik olacak fakat yapacak bir şey yok. Eşim nerdeyse bir yıldır işsiz. İş olmayınca da olmuyor. Şu ana kadar kiramızı çocuklarımız verdi. Sistemli bir işin yoksa İstanbul’da yaşamak güç. Kirayı veriyorsun fatura geliyor. Yeme içme zati değerli. En azından memleketimizde yiyeceğimizi üretiriz” diye konuştu.
Aileleri İBB taşıyor
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından eşyalarını maddi durumlarından dolayı memleketlerine taşımakta kasvet yaşayan vatandaşlar için nakliye konusunda yardım yapılıyor.
İsteyen ailelere nakliye yardımının yanında dönüş için otobüs biletleri de satın alınıyor. Bunun için İBB’ye müracaat yapılması kural. Yapılan müracaatlar incelenip uygun bulunan ailelerin eşyaları İBB tarafından taşınıyor.
Onedio
