2018 yılında birinci Michelin yıldızını alan başarılı Türk şef Ahmet Dede, İrlanda’daki Restoranı, Dede’de yaptığı yemeklerle ikinci Michelin yıldızını aldı. Ünlü Şef Ahmet Dede, Nusret hakkında “Saygı duyulması gereken bir yemek kültürümüz var. O denli yalnızca et tokatlayarak, ünlülerin ağızlarına bıçakla et gezdirerek olmaz” sözlerini kullandı.
Michelin Guide tarafından verilen 2021 Büyük Britanya ve İrlanda Michelin yıldızları yeni sahiplerini buldu. Türk şef Ahmet Dede’nin (34) İrlanda’nın balıkçı kasabası Baltimore’daki restoranı ‘dede’ mutfak sanatlarının Oscar’ı olarak görülen Michelin yıldızını aldı.
Dede mükafatı kazanmasının akabinde Hürriyet gazetesinden Uygur Taylan’ın sorularını yanıtladı. Röportajdan öne çıkan birtakım satırbaşları şöyle:
Bilhassa yemek yapıp sunmayı hayal ettiğiniz birileri var mı?
“Gelse de şu yemeğime baksa dediğim beşerler var. Vedat Milor’u çok severim mesela… Onu çok takip ederim. Sevecenliği, gülüşü güzel. Ailemin gelip nasıl bir üslupta yemek pişirdiğimi görmelerini çok isterim. Bu yıl annemi getirip bir menü hazırlayacağız inşallah. Şef Alain Ducasse var, bana çok ilham olmuş biri. Ünlü İngiliz şef Gordon Ramsey’nin restoranıma gelmesini çok isterim. Birinci Michelin yıldızını o vermişti bana.”
Yemek yapmaya nasıl başladınız?
“Çok küçük yaşlarda, meskende, annemle yemek yapmaya başladım. Üç erkek kardeşin en küçüğüyüm. Bir de düşünün, babamla birlikte meskende dört devamlı aç erkek var. Ankara’da doğduk, büyüdük. Meskende daima taze taze yemekler pişerdi. Anneme yardım ederdim. Mantı, hamur açardık, sarma sarardık, oklavayla yardım etmeye çalışırdım. Sabah bazlama pişerdi, süt kaynardı, yoğurt yapılırdı, peynir yapılırdı. Mutfakla alakam bu türlü başladı lakin profesyonel aşçı olmaya 25 yaşımda karar verdim.”
Nusret üzere yurtdışında ses getiren şefler hakkında ne düşünüyorsunuz?
“Popülarizm çok farklı toplumsal medyada. Lakin aşçılık ustalık gerektiren bir meslek. Herkes de usta olamaz. Çıraklıktan başlanır, kendini geliştirmek için yıllarca uğraşıp farklı ustalardan mesleği öğrenerek usta olmaya çalışırsın. Ben karşı değilim ancak beni rahatsız eden; yalnızca eti kesip, tuza boğup, altınla kaplayıp gösteri yaparak Türk mutfağını anlatamazsınız. Osmanlı, Balkanlar’ı, Orta Asya’yı gezmiş gelmiş. Bir sürü lezzetler getirmiş. Çok donanımlı bir geçmişimiz, hürmet duyulması gereken bir yemek kültürümüz var. O denli yalnızca et tokatlayarak, ünlülerin ağızlarına bıçakla et gezdirerek olmaz. Mesleğini sahiden mütevazı yapıp tıpkı vakitte usta olmuş, hürmet duyulması gereken ancak tanınmayan çok iyi aşçılarımız, şeflerimiz var. Bence bu türlü insanların Türkiye’yi temsil etmesi kültürümüz, geleceğimiz ve turizmimiz açısından daha hoş olur.”
Onedio
